Yazış - Muhabiriniz an be an aktarıyor
-…
-Mimarlık bölümünden misiniz siz?
-Evet.
-Çok güzel olmuş, bu ne?
-…
-Dur bir de diğer arkadaşa bakalım. Sen ne yapıyorsun peki?
-…
-Arkadaşlar, ben de çok severim bu işi. İngilizcem de çok iyidir. 2 sene Çek cumhuriyetinde kaldım.
-.. :)!
(Konuşmanın bundan sonrasında, arkadaş ingilizceye geçiyor)
-Benim ingilizcem çok iyidir. Ben de şehrime cami yaptırmak istiyorum, mimariyi çok severim. Büyük bir cami olsun. Siz yapın camiyi, bir iletişim numarası alabilir miyim?
-.. :))!
-Ben şimdi numaranızı büyük harflerle kaydedeyim, sonra siz mezun olunca ararım, cami yaparsınız. Birlikte işbirliği yapalım. Birlikte çalışalım.
-…
-Senin adın neydi?
-Ezgi
-İletişim adresi alabilir miyim?
-..
-Ezgi, gözlerin çok güzel. facebook’tan ekleyeyim mi?
-Ara bulursun facebooktan.
-Bu yaptığınız duvara mı yapışacak.
-A, evet duvara
-Peki senin soyadın ne?
-Duvar!
-Ezgi, seni bir daha görebilecek miyim? gidin derseniz giderim. ama ben senden hoşlandım bu da bir gerçek!
(genç gider, ve 2 dk sonra geri gelir.)
-Ben geri geldim, ayrılamıyorum.
(Bundan sonrası sessizlik içinde geçti. Bu muhabbet tamamen gerçektir ve daha demin gerçekleşmiştir :D Masadaki 3 kız arkadaş, diğer genç erkeğin varlığını reddederek çalışmaya devam etmektedir, genç erkek ise masanın bir ucunda dikilmiş, öylece umut etmektedir. İşte devam ediyorlar)
-İzmirli misin? (hala ingilizce)
-Antalya
-Çok iyi ben de oraya gitmiştim….
(Muhabbet devam edecek, anlaşıldı, çocuk zafer kazandı sanırım. Ama ben kalanını izleyemeyeceğim.)
Evla
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa