İnternette Gezelim, Göremeden Öğrenelim
Endüstri devrimi başlayınca, ulaşım kolaylaşınca, insanların boş vakitleri de olunca, başka yerleri görmek için gezmeye başlamışlar. Yni bir iş alanı oluştuğunu fark eden biri 1758 yılında ”Cox& Kings” adlı seyahat şirketini kurmuş. Cox, şirketi kuran adamın soyadı, Kings ise “krallar” anlamına geliyor:) Cox, kral gibi gezdirdiği arkadaşlarıyla birlikte İstanbul’da bir hatıra fotorafı çektirmiş diye hayal edebiliriz! Bu arada, Cox gideli çok oldu (1803) ancak şirketi hala çalışıyor, tur acentası olarak.
“Mösyö, Cox&Kings’in turuna katılalım hadi alınız biletleri, gidelim bu londra’dan, ne hayrını gördük ki?”
Daha sonra, Thomas Cook geliyor, 1841 yılında, kurmuş olduğu seyahat şirketi için bir ilk gerçekleşir, 450 kişiyi trenle Londra’dan Loughborough ‘a götürmeye karar veriyor, paraasıyla elbette:) 1844 yılında ise, bu tren şirketi, Cook ile sürekli çalışmaya razı hale gelmiş. 188o li yıllarda artık dünya çapında bir şirket olmuş.
Sonra, daha yakın zamanlara gelelim, Avrupa Birliği’nin manytığı, açık sınırlar..
“Ben çok sıkıldım Hans, bu tüketim toplumu bana göre değil, daha sakin bir hayat istiyorum ben. Aaa, bak Fransa’ya oradan da İtalyaya mı bi uzayalım mı?”
Bir de üzerine uçaklar, hızlı trenler gelir;
“Suşiyang, demek rahatsızlandın, hemen geliyorum, 6 saate oradayım, gelirken de sana dürüm döner getireceğim, onu yedin mi birşeyciğin kalmaz, sen endişelenme!”
İşin ciddi kısmına gelecek olursak, turizm sosyolojisi diye bir konudan bahsedeceğim, konu uzun ama ben sadece bakabildiğim kadarıyla :) turizmin sosyolojik açıdan nasıl yorumlanabileceğiyle ilgili 8 farklı görüş sıralamışlar. Kaynak için tıklayınız.
1. Ticari hale gelmiş misafirperverlik: Bu bakış açısı turizmi, misafir-misafir ağırlayan ev sahibi arasındaki ilişkilerin, ticarileşmiş hali olarak tanımlar.
2. Demokratik yolculuk: Burada turist, belirli analitik sebeplerle gezer. Geçmişte soyluların yaptığı geziler sonraları toplu halde yapılan, topluca, toplumun yararına yapılan gezilere bırakır yerini. Bu yaklaşım, turizmi sadece gezme amaçlı değerlendirdiği için eleştirilmiş.
3. Modern boş zaman (leisure) etkinliği: bu düşünce de, turistin boş zamanında gezmesi üreine dayanır. Kilit nokta, “boş zaman” dır. Ancak bu yaklaşımda, insanların birşeyler öğrenmek vs. için de gezdiklerini düşünürler ve sonra bu durumu açıklayacak “recreation” kelimesini ortaya atarlar. Yenilenme olarak çevirelim bu kelimeyi.
4. Geleneksel haç yolculuğunun modern hali: turizmi kutsal bir yolculuk olarak düşünmüşler, derin manalar var bu işte demek istiyorlar. Simyacı’ya benzettim ben bunu.
5. Temel kültürel özellikleri anlatma: burada turizmi kültürel anlamda değerlendirir, bu yolculuğu kişinin (turistin) kültürel özellikleriyle bağdaştırırlar.
6. Kültürel süreç: Turistin bulunduğu yere etkisi açısından değerlendirir. Çok tutmamışlar bu yaklaşımı, ama onlar bırakmışken ben tutuyorum :) Bence değişim ajanı olabilir turistler, yerlisi de yabancısı da.
7. Bir tür etnik ilişki: Irk, etnik kökenimiz, etnik kimliklerimiz ile ilişkilendirirler turizmi, turistin ve turistin bulunduğu bölgenin etkileşimini inceler.
8. Sömürgeciliğin bir formu: Turist gönderen (kırsal) ve turist alan (metropolitan) yerler arasındaki değişim sonucu, sömürgeci veya emperyalist bir ortam yaratılması üzerinden değerlendirir turizmi. Çünkü bu ilişki baskın olan ve gelişmemiş olan iki taraf arasında gerçekleşmektedir demişler.
……………
Ben, tatil kavramının medya ve kolları tarafından yaratıldığına karar verdim. 1 ay sonra başlayacaklar; yaz geliyor, fazla kilolarınızdan nasıl kurtulacaksınız? Yaz geliyor, bikini-mayo renklerinde yeni sezonu buradan takip edin, en trendy siz olun! Bu yaz tatil yapamayanlar üzülmesin, eylül ayında yarı fiyatla odalarımız mevcuttur! Erken rezervasyonda, çok daha ucuza tatil yapabilirsiniz. Bizi bu kadar düşünürler de, “Arkadaşım, her sene bir yerlere gideceksin diye bir şey yok, bu sefer de evde otur paran cebinde kalsın, bak evde şu etkinlikleri yapabilirsin, hiç üzülme” demezler.
Yine de her insanın aklında ideal bir tatil vardır…Yan taraftaki fotoğrafa bakıp da “keşke..” demeyen birisi var mıdır? Varsa denizci midir?!
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa