21 Kasım 2012 Çarşamba

İsveç - Vol1

Yukarıdaki haritada gördüğünüz gibi İsveç bir yanında dünyanın en uzun kıyısına sahip Norveç (Norveç'li balıkçılarla, el kremi arasındaki bağlantıyı hatırladık hemen), bir yandan da Finlandiya (dünyada ilk kez Fin kadınlar oy kullanma hakkına sahip olmuş.) ile komşu.
Ancak aslında bir ülkeyle daha karadan bağlanmışlar. Öresund (Öresundsbron) Köprüsü (yaklaşık 8 km ve 4 şeritli), İsveç'in Malmö şehrini, Danimarka'ya bağlıyor, hem de Danimarka'nın başkenti Kopenhak'a.
Bu Öresund köprüsüne 1995 yılında başlamışlar, 1999 yılında bitirmişler. Köprü bitince, açılış için Danimarka Prensi'yle İsveç Prensesi köprünün ortasında buluşmuş, oldukça romantik :) !
Öresund Köprüsü sadece bir köprü de değil, bir gün olur da Malmö'den hareket edersek şunu göreceğiz, köprünün bitiminde bir de tünelden geçiliyor.
Dünyanın en uzun köprüsü Çin'de bulunuyor; ancak bu köprü, dünyanın en büyük ülkeler arası köprüsü.
İskandinavya kelimesi, iskandinav ülkelerinden oluşan bir alanı temsil ediyor. Bu ülkeler:İsveç, Norveç, Danimarka, İzlanda, Finlandiya, Grönland, Aland (İsveç ve Finlandiya arasında kalan küçücük adalardan oluşan küçücük bir ülke. Aslında 6000 adadan oluşuyor ancak bunun sadece 80'inde yerleşimvar, diğerleri ıssız! İşsizlik oranı %1,8 !!! Şaka gibi. Bütün halk deniz taşımacılığıyla ilgileniyormuş.), Faroe Adaları (http://www.visitfaroeislands.com/Default.aspx?ID=9784 sitesinde ülkenin tanıtım resimleri var. Allahıııımmmmm!!! Hayat buysa ben yaşıyor muyum arkadaş!!).
Bu arada bu konuyla ilgili çok ilginç bir başlık buldum: "İskandinav Mitolojileri". Bu konuyu başka bir araştırmaya bırakıyorum, sadece şunu söyleyelim: İskandinav tanrıları ölümlüymüş!! Gerçekçi insanlar...
İsveç, Avrupa birliği'ne üye 27 ülkelerden birisi. Ülkenin bütün nüfusu 9,2 milyon(2008 ölçümleri) ! Başkent Stocholm'de ise 2 milyon kişi yaşıyor. Ayrıca nereden duyduğumu bilemediğim Göteburg şehri de İsveç'teymiş. Böyle şehir isimleri, ülkemizde kolay ezberleniyor!
Kültürel özellikleriyle ilgili , kendi resmi sitelerinde aşağıdaki yorumlar yazılıydı:
  • İsveçliler, buluşma zamanına oldukça sadıklarmış.
  • Eve girerken bizim gibi ayakkabılarını çıkartırlarmış.
  • Kahve içmeye bayılırlarmış ve arkadaşlar "fika" adını verdikleri buluşmalarda kahve içer, yanında tatlı birşeyler yer sohbet ederlermiş. Bu buluşma geleneksel bir buluşmaymış.
  • Eczanelerde, hastanelerde, postanelerde mutlaka numara alma sistemi varmış, nuaranı alıp sıranın gelmesini bekliyormuşsun.
  • Kendilerine ait bir dilleri var (İsveççe) ancak İngilizce'yi çok iyi konuşuyorlar.
  • saat 18:30'dan sonra neredeyse bütün mağazalar kapanıyormuş (işçi haklarına olan saygıdan) Diğer yerler de saat 21:00 de kapanıyor, kısacası 21:00 den sonra tek bir alışveriş mağazası bulamıyorsun.
  • Marketlerin donmuş gıdalar bölümündeki ürünlerin büyük bir çoğunluğu diş macunu tüpleriyle aynı tipte ambalajlarla satılıyor. Bu ambalajların içinde, pişmiş yumurta, balık türleri, soslar, peynir ve daha bir çok çeşit mevcut.
  • Erkekler ve kadınlar, bebek bakımında aynı ağırlığı taşıyorlar, bu sebeple, babaların bebeklerini de yanlarına alarak fika için buluştuklarını görmek çok mümkünmüş.
  • Melodifestivalen adında her yıl düzenlenen bir müzik festivali var, şubat ve mart aylarında yapılıyor. Kazanan kişi/grup erurovision yarışmasında İsveç'i temsil ediyormuş.
  • Esnaf, 4-5 haftalık yasal tatillerini, her yıl temmuz ayında kullanırlarmış, bu sebeple temmuz ayında açık dükkan bulamazmışız. (Bir gidelim de, ona bir çare düşünürüz.)
  • İsveç'in Kiruna şehri, kışın tek bir gün bile ışık görmüyormuş.
  • Mağazalar, doğayı koruma ve geri dönüşümü teşvikj mantığıyla, vatandaşın getirdiği plastik malzemeyi alıp, bir miktar kronor (İsveç parası) ödüyorlarmış.
  • Stocholm 2010 yılında Avrupa'nın en yeşil başkenti ünvanını almış.
  • İş hayatında resmi giyim pek kullanılmazmış. Daha çok jean ve tshirt giyiyorlarmış.
  • Cinsiyet eşitliği konusunda da çok iddialılar, bu tavırlarıyla da övünüyorlar. Bir de bize bak ya!
Gelelim tarihe, derinlere inmeden anlatacağım, yoksa boğuluyorum :)
Adamlar en son savaşlarını 1814 yılında yapmışlar. Sonra hep tarafsız kalmışlar. Savaş nedir bilmiyorlar. Bize barbar deseler haklılar yani.
Ülkenin tarihini anlayabilmek için GOTLAR ve VİKİNGLER'le ilgil bilgi sahibi olmak gerekiyor.
Gotlar; yerleşim yerleri Gotland (İsveç ve Finlandiya'yı kapsayan içinde bir bölüm ve bir ada, Got adası) olan, germen asıllı bir halktır. Vizigotlar ve Ostrogotlar olarak ikiye ayrılırlar. Bu ırk daha 1.yy'da bu bölgeden ayrılıp Yunanistan hatta Edirne'ye kadar gelmişler. Roma'yla, hunlarla vs savaşmışlar ancak çok göç etmeleri sebebiyle nüfusları azalmış ve diğer ırklara karışıp silinmişler.
Vikingler: 8. ve 11.yy 'da yaşamışlardır. Vikingler de gotlarla birlikta daha çok Finlandiya arazisinde yaşamışlar. Onlar da göç etmişler. İStanbul'u bir kaç kez kuşatmaya çalışmışlar. Bizans, Vikinglerdeki yeteneği görünce İmparator Theophilos, kendi korumaları olarak almış Vikingleri. Bu bizans koruması olan Vikinglere Varangyan deniliyor.
Ülkenin tarihi bu iki ırk üzerine kurulu. İsveç ve Norveç'in tam olarak ne zaman kurulduğu ise bilinmiyor. Ancak 1319'da İsveç ve Norveç birleşme kararı almış. Bu birliktelik 1520'ye kadar sürmüş. O yıl, Stockholm'de İsveç soyluları katledilmiş, bu olay "Stockholm Kan Banyosu" olarak anılmış.
İsveç, Norveç'ten ayrıldıktan sonra, "Gustav Vasa" kral olarak seçiliyor (6 Haziran 1523), bu olay İsveç'in kuruluşu olarak anılıyor, her yıl kutlama yapılıyormuş.
Böylece İsveç Krallığı olarak anılmaya başlıyorlar. Otuz yıl savaşları, Kircholm savaşı derken, Avrupa'da büyük bir güç haline gelmişler. (Hee, biz de biliyoruz bu büyük güç davasını, çok okuduk!)
Rusya'yla yaptıkları savaşlar sırasında, başarılı kralları ölüyor, Rusya'da bunu fırsat bilip, İsveç'in o zenginlik döneminde aldığı toprakları kendi bünyesine alıyor. Daha sonra da Rusya büyük bir güç haline geliyor(Sen de mi Rusya!). Tarih tekerrürden ibaret gerçekten kardeşim bu yüzden ayrıntıları atlıyorum.
1809'da, Rusya, İsveç'in doğusunu da ele geçirmiş. Bu aınan bölge zamanla "Finlandiya Dükalığı" olarak anılmaya başlanmış.
Ve şükürler olsun son savaşa geliyoruz. Bunu da Napolyon dönemi tetiklemiş. İsveç kralı Fransa'dan yardım istemiş ve Danimarka-norveç ikilisine rakip olmuş. Savaşın sonunda İsveç kazanıyor ama imzalanan Kiel antlaşmasına göre Norveç İsveç'e bağlanacakken, Norveçliler direnç gösteriyor. 1905 yılında ise kavgasız dövüşsüz topraklarını ayırıyorlar.
1833 yıllarında İsveç halkı akın akın Amerika'ya göç ederken ülkenin nüfusu da ilginç bir şekilde artıyordu. 20 yılda iki katına çıktı. Ekonomik olarak ise çok iyi oldukları söylenemez.
1850'den sonra, işçi aydınlanmaları başladı. 1889'da ilk İsveç Sosyal demokrat Partisi kuruldu. 20.yy'da halkın çoğu sendikalara üye olunca komünizm istediler. Ancak, bu istek reddedilmiş ve parlamenter sisteme geçilmiş.
20yy'da İsveç'e yakıştıramadığımız bazı olaylar vuku bulmuş. Amerika'yla işbirliği içine girmişler. 1. dünya savaşına katılmadıkları gibi 2. dünya savaşına da katılmamışlar ama 2.sinde, Amerika'nın cephaneliklerini depoladığı bir yer haline gelmişler.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye gibi İsveç de MArshall planına dahil olarak Amerika'dan destek almış. Buna rağmen ekonomik olarak çok da toparlanamamış.
1974 lerde uygulanan petrol ambargolarıyla, İsveç ekonomik anlamda güçsüzleşmiş, bu durum 1990'a kadar devam etmiş.Sonra 1995'te Avrupa Birliği'ne dahil olmuş. Bu adamların ekonomisi ne ara bu kadar iyileşmiş anlayamadım.
İlginç bir durum var, İsveç euro'yu kabul etmemiş. hala kendi para birimiyle devam ediyor.
Din: İskandinavya'da paganizm hakimken, 12.yy'da Hristiyanlık'tan etkilenmişler.
Canımın içi, benim iflahım kesildi, beynim yoruldu. Bugünlük bu kadar.
Evla

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa