16 Nisan 2016 Cumartesi

İş hayatında Başarı

Bambaşka insanlar vardır sürekli birlikte olduğunuz, gününüzü birlikte geçirdiğiniz. Bunlardan bazılarını çok seversiniz, bazılarını da az. Sevmedikleriniz günlük hayatınızdalarsa eğer, bir süre sonra çıkar gider hayatınızdan, iş hayatınızda ise hep gözünüzün önünde olurlar. Çünkü sosyal yaşantıdaki o esneklik, iş yerine geldiğinizde; kurallar, belli mesai saatleri, hedefler, personel değerlendirme sistemleri, üretim miktarları vb olur. İş hayatında mümkün olan her şey ölçülür ve iş yargısı devreye girer. Başarılı olup olmadığınız bu ölçümler sayesinde karara bağlanır.

Sosyal yaşantımızda ise, bizim başarımızı ölçen harici bir kişi/kurum yoktur, kendi ölçeğimizi kendimiz belirleriz. Örneğin çokça arkadaşı olmasını isteyen bir kişi için, 5 yakın arkadaş bir başarısızlık göstergesi iken, yalnızlığı seven daha içine kapanık birisi için 5 ideal bir değer olabilir. Tabi sosyal yaşantıda her şey açıkça ölçülebilir değildir ve arkadaşların sayısının yanısıra, onlarla geçirilen zamanın sizin açınızdan ne kadar doyurucu olduğu gibi konular da vardır.

Sosyal hayat karmaşıktır sözün kısası, iş hayatı ise yine öyle, ancak iş hayatını yöneten zihniyet onun karmaşıklığını indirgemek gayretindedir. Ki başarılı olanı bilsin, başarısız olanı elesin, başarılı olanı getirsin onun yerine. Veya daha iyimser bir bakış açısıyla, başarısız olanı güçlendirecek için hareket etsin, zayıf halkayı beslesin ister.

Bunun karşılığında ne alırsınız? Sosyal hayatınız olsa, hatır, gönül, destek (maddi veya manevi), bir gülümseme, bir akşam yemeği, bir fincan kahve... İş hayatında ise başarılı olursanız, ki başarının kriterlerini siz koymamıştınız, satın alınabilecek mal ve hizmete erişim hakkı alırsınız, yani doğrudan para alırsınız, hatta iş hayatıbu motivasyon üzerine kurulmuştur. Bu mal ve hizmet, sizin şahsınıza duyulan sevgiyle-ilgiyle bağıntısız olarak temin edilir. Öyle ya, parası olan düdüğü çalar.

Hatta ürün ve hizmetlerin reklamlarında da hep bu eksikliği kapamak istercesine "size özel", "sadece sizin için tasarlandı ve üretildi", "bu sizin tarzınız" gibi kişiye özel vurgular  görürsünüz. Oysa sunulan şey sizin için değil, onu alacak kadar parası olan herhangi bir 'şey' için tasarlanıp üretilmiştir.

Tüm bu karmaşanın içinde siz, size has olarak sunulmayan bir nimete ulaşabilmek için, sizin belirlememiş olduğunuz kriterlere daha çok uyum sağlamak için kendinizi geliştirmeye çalışırsınız. Bunu yaparken de yine ölçülebilir gelişmelere ihtiyacınız vardır; örneğin sertifika, yurt dışında eğitim, belli bir yaşa gelmiş olmanız, belli bir statüde daha önce çalışmış olmanız gibi. Sonunda ise, sizin gönlünüze göre değil cebinize göre temin edilen pek çok ürün ve hizmete erişebilirsiniz.

Öyleyse neden çalışıyorum diye düşünür durursunuz. Ben burada ne yapıyorum diye sorarsınız kendi kendinize. Burası benim dünyam değilse, koşulları ben koymadıysam, ödül ve ceza mekanizması benden bağımsızsa...


Etiketler: , , , , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa