Nerede bu keyif?
Galiba insan; kutsal, heyecan verici, onu zihinsel olarak bambaşka yerlere götürecek duygunun ve düşüncenin peşinden gidiyor. Bahsettiğim bu keyif de, hiç bir şey yapmadan yan yatayım keyfi değil, tam tersi, bir şeylerin peşindeyken seni o şeyi iyi yapmaya iten bir keyif, hayat anlamlı haldeyken hissedilen bir keyif...
Mesela, bir çift sevgili bu keyfi bulsa, ortalıkta huşu içinde gezinse: Onların birarada yaşadığını ve bundan da keyif aldıklarını gören diğerleri de bunu aramaz mı?
Ama birliktelik de yetmez genellikle o keyfi bulmaya, çünkü oradan gelen keyif geçicidir, sadece bir ilişkiye, uyuşturucuya, alkole dayanarak o keyif sürekli alınamaz. Keyif vermeyecek eşin, keyfi satın alabilecek kadar para kazanması da yeterli olmaz.
Bir de geri planda, bize hayatı dar eden, boğazımıza yapışan bir baskı vardır, bize doğruyu-yanlışı direten, bizi sürekli yargılayan bir baskı. Onun o kadar içindeyizdir ki, çoğu zaman varlığını fark edemeyiz bile. Bu baskı altında, o keyfi görmez gözümüz.
Belki de keyif, çaresizliğimizi, aslında etkisiz eleman olarak bu hayatı terk edeceğimizi anlamaktadır?
Bilmiyorum ki...
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa