Hesap Ver
Arkadaşlarınla dışarıya çıkmıssın, kız kıza veya erkek erkeğe, gırgır şamata yapıyorsun, keyfin çok yerinde. O sırada sevgilin arar, telefonda, ne yaptığını sorar sana. Sen, onsuz mutlu olamazsın ya, "ya inanılmaz eğleniyoruz, herşey çok güzel" diyemezsin. Dersen trip yersin, sevgilin yanında olmadığı halde, mutlu olman rahatsız eder onu. Muhtemelen ayarı yersin.
Yine arkadaşlarınla buluşmuşsundur, çok önemli bir iş/ödev vb vardır, sevgilinle görüşemeyeceksindir. İşiniz uzar, sevgilin arar, sen kem küm gak ve guk ederken, sevgilin seni göremediğinden mutsuzdur, senin de bunu ona yapmaya hakkın yoktur. Yine ayarı yersin.O an kendini kaybedersin, ne yaptığın işe odaklanabilirsin ne de oradan ayrılabilirsin.
Senin çok sevdiğin bir arkadaşın vardır, sevgilin onu hiç sevmez, dahası dolaylı veya ima yoluyla, senin de o arkadaşınla görüşmeni istemediğini iletir. Ortada makul bir sebep yoktur ancak konunun bahanesi çoktur: o arkadaşın sana zarar verir, hiç tekin biri değil, daha önce de garip garip davranıyordu zaten vd. Arkadaşınla görüştüğün her an, sana zehir zıkkım olur sonra. Yine sen ayar yersin.
Yukarıdaki örnekler arttırılabilir.
Özetle, bence, bu aşk meşk işleri, ağırlıkla yalan dolan abartı üzerine kuruludur. Kimse kimseyi kendisinden fazla sevmemelidir, kimse sevgilisinin gönlünü hoş tutsun diye yalan söylememelidir.
Ne var ki, bu teorik yaklaşım, pratikte çöker; çünkü insan birini sevmeye azmettiğinde, her türlü fedakarlığı yapmaya razı olur. Verdikleri arttıkça, aldıkları azalır. Bir süre sonra da bakar ki kendisine, tükenip gitmiş, kendisinden geriye bir "hiç" kalmış.
Evla
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa