10 Mart 2013 Pazar

Hayaller ve Çizgi Filmler

Çizgi filmleri ve bunların çocuklar üzerinde nasıl bir etki yaratabileceklerini üzerine bir yazıdır bu.

Çizgi film denildiğinde akla gelen ilk kurum Walt Disney olabilir, değil mi? Disney'in stüdyolarından çıkan bazı çizgi filmlerin içinde cinsel içerikli sahneler olduğunu duymuşsunuzdur sanrım, duymadıysanız internette "disney sübliminal mesaj" yazarsanız bu bilgiye ulaşabilirsiniz.

1996 yılında, bu kuruma, hazırladıkları çizgifilmlerde cinsel içerikli gizli mesajlar içerdiği için dava açılmış (haber için tıklayınız, İngilizce'dir). Disney bu suçlamayı reddetmiş, ilgili olduğunu düşündüğü çalışanlarını kovmuş ve dava düşmüş. Hey gidi Disney!

Başına ne gelirse gelsin ölmeyen, hayatları sürekli olarak devam eden Tom ve Jerry'den nasıl bir fayda görmüş olabiliriz? Kedi ve fareye insani özellikler katarak, büyük bir çoğunluğun severek izlediği çizgifilmin yaratıcısı bu kurumun; bu farklı yaklaşımına şaşırmıyordum, ama hayvanlara yüklenen o özellikleri, mekanik nesnelere yüklemesi, hatta bu nesneler arasında, insanların arasında gösterilmemiş bir aşk hikayesinin gösterilmesine şaşırıyorum.

Daha yeni, Wall-e diye animasyon şeklinde yapılmış bir film izledim. Filmde, ön planda bıcır bıcır robotlar, sürekli gülümseyen ve hayat kaygısı taşımayan insanlar, hatta ilginç bir aşk hikayesi; arka planda da insanoğlunun Dünya'ya verdiği zarar, insanın çaresizliği, obezite, duygudan yoksun bir yaşam şekli... Bu filmin, çocuklara mı yoksa yetişkinlere mi hitap etitğine dair aylar süren bir tartışma konusu açılabilir. Filmin konusunu tasarlayan kişilerin gözünden bir düşünün, gelecekle ilgili oldukça karamsar bir tablo çizmişler, ki bu tabloyu filmin sonunda bile atamadım ben üzerimden; ama film eğlenceli, duygusal ve hatta romantik sahneler içeriyor. Bu nasıl bir tezattır, ben anlamıyorum ki? Daha önce bir yazı yazmıştım, insan hayvan ve nesne sevgisi üzerine; işte biz, korkarım ki o değişime tanık oluyoruz.

Çocukların hayal dünyası gelişsin diyorlar, elbette gelişsin de, bunu bize televizyon mu sağlayacak? Bu konu tekrar düşünülmeli. Bu çizgifilm dünyası; simgeler, semboller içeriyor ve kalıplardan oluşuyor, hayallerin bir kalıba girmesi ne kadar sağlıklıdır?

Sadece Disney'in çizgifilmleri değil, örneğin Grimm kardeşlerin yazdıkları çocuk hikayelerine bir bakın:
Pamuk prensesten hemcinslerimin gördüğü fayda şudur bence: mükemmel, beyaz tenli, iyi, temiz, dünyalar güzeli, kimselerin kırmaya kıyamadığı bir kadın olmalıyım. Erkekler ise belki de bu tip bir kadını bulmalıyım inancına kapıldılar bir an. Bu doğruysa şunu söyleyeyim, pamuk prenses hikayesinin mantığı bana ancak ve ancak zarar verdi; çünkü artık inanmıyorum böyle bir hayatın varlığına ve bu beni öfkelendiriyor. Eğer böyle bir beklenti içine girmeseydim, böyle bir hayal kırıklığı da yaşamayacaktım. İroniye bakınız!


Külkedisi'nden aldığım ders: sen saf ve temiz olursan, sendeki o güzelliği bir gün zengin ve yakışıklı bir delikanlı fark eder ve sen de hem aşık hem de zengin olursun. Hadi canım?

Karbeyaz ile kırmızı gül, uyuyan güzel, rapunzel... Hep yakışıklı erkekle güzel kızın buluşması, masallardaki gibi (!) bir düğün, kutlamalar, saflık, temizlik, hoşluk... Arada cadılar, çetrefilli yollar, engel olan babalar... Herşey aşk, evlilik için. Bu mudur ya hayat? Budur da ben hayatta mı değilim?

Gerçekle hayali birbirinden tam anlamıyla ayırt edemeyen çocuklara anlattığımız ve izlettiğimiz hikayelere bir bakın.

Ayrıca televizyonda; dövüşle, sürekli bir dünyayı kurtarma çabasıyla, keskin sınırlarla birbirinden ayrılmış iyi ve kötülerin savaşlarıyla ilgili çizgifilmler...

Belki de, ergenlik dönemi; bizlerin, hayatın, bu düzenin çocuklara söylediği yalanların bir bir ortaya çıkması sebebiyle çekilmez bir hal alıyor, belki de bu yüzden yıllarca sürüyordur kim bilir?

İnsan elbette hayal kurmalı, ama bu hayaller kesinlikle bireyin kendi ürünü olmalı, bir başkasının yönlendirmesi sonucu oluşmuş simgelerle kurulu olmamalı. Belli bir yaştan sonra her birey kendi hayallerini istediği gibi yaratacak elbette, istediği yerden etkilenecek, istediği tarafından yönlendirilecek ; ama küçük bir çocuğun hayalleri bu KIT çizgifilm konularından oluşmamalı.

Çocukları bırakın, onlar, bir prenses veya prens, bir savaşçı vb. olmak üzerine değil; sokata gezip, başkalarının yaşamıyla ilgili, gökyüzü, deniz, güneşle ilgili, seslerle, bitkilerle vd. ilgili hayaller kuracaklardır zaten. Ebeveynler, kafaları rahat etsin ve çocuklar gözlerinin önünden ayrılmasın, güvende olsun diye evden pek de çıkartmadıkları çocukları için, televizyondan ve kalıplaşmış masallardan başka çareler düşünmeliler bence.

Evla

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa