Köy Stajı'na ek
Kardeşim benim, kamuya açık alanlarda, kendimi, duygularımı açıkca anlatan cümleler kurmakta zorlanıyorum, sen de bilirsin; ama sayende bu önyargılarımı aşmak zorunda kalacağım :)
Lisedeyken doktor olmak isterdim, Ertuğrul Hoca'nın yaptığı gibi, ihtiyaç olan yerlere ücretsiz hizmet götürebilmek için. O zamanlar hayal kurardım, sonra ÖSS'ye çalışma şeklim hekimliğe uygun olmadığı için (kendime yaptığım açıklama bu şekilde, saçma olduğunu biliyorum) hayalimden vazgeçmek zorunda kaldım. Artık şunu düşünüyorum, hayallerden vazgeçmek insanı öldürüyor, ben de ölmemek için bir gayret küreklere asılıyorum.
Sen ise, bambaşkaydın, sosyal anlamda duyarlı bir insansın, seni bildim bileli öylesin. Bu haline da hayranım. O yüzden, senin böyle işlerde bulunmana hiç şaşırmadım kardeşim :), Ertuğrul Hoca'yı da kıskanmadım değil!
Bu projeyle ilgili olarak da, fikir benden çıkmış olsa da, ki başka yerlerde böyle bir uygulama var mı yok mu diye kontrol de etmedim açıkcası, iş organizasyon kısmına geldiğinde, sen beni sollarsın kardeşim, biliyorum:) Birlikte bir işe girişirsek, çok mutlu olurum bu işten, kendimi eksik hissetmem.
Şimdi, bence mükemmel olur bu iş, amaç faydalı olmaksa eğer, "ben yardımcı olmak istiyoum" diyen kimseyi geri çeviremezsin. Yine üniversite bünyesinde olur, hatta belki bir gün, birden fazla üniversite bu işi birlikte yürütür, böylece öğrenciler, aynı bölümleri farklı üniversitelerde okuyan kişilerle tanışır, ve hatta aldıkları eğitimi kıyaslama şansı bulurlar. Gerçi, bizim Türk felsefesini rahatsız edebilir bu tutum, neden kıyaslatsınlar ki kendilerini başkalarıyla. Bizde ancak şu felsefe işler "Arkadaşlar, bilmem ne üniversitesi olarak oraya gidiyoruz, aman ha, üniversitenizi iyi temsil edin!". Böyle bir yaklaşım da, öğrencileri hiç bir yere götürmez.
Ama senin önerin bu durumun dışında elbette, üstelik sağlık üzerine, ki bu da, fikrinin önemini arttırıyor. Düşüncesi bile mutlu ediyor insanı. Umarım olur, olunca da mükemmel olur. Fotoğrafa da bakmaya doyamadım kardeşim, hastalarına hala aynı ilgiyle yaklaşıyorsun, ne güzel bir insansın sen.
Benim canım kardeşim, bu duyguları seninle paylaşabildiğim için de çok şanslı hissediyorum kendimi.
Bu arada, bir konu daha var açıklamak istediğim; köylere yardımlar zaten gidiyor, bununla ilgili pek çok değerli çalışma var, bu projenin farkı nedir diye sorarlar insana.
.......
Öncelikle hayatın çok basit bir gerçeği var; insan, doğası gereği, bir fayda beklemediği işi yapmayı tercih etmez. İşte bu yüzden, sosyal sorumluluk projelerini gerçekleştiren kesim, bu çıkar beklentilerini bir şekilde bastırabilmiş, kontorl edebilen, çok çok küçük bir kesimdir. O kesim o kadar azdır ki, yaptıkları işin kıymetinin büyüklüğüne karşıt olarak, yaptıkları iş azdır, çünkü onlar sadece bir avuç erdemli insandır.
Ayrıca, ticari kurumların, kendi reklamlarını yapabilmek amacıyla giriştikleri yardım kampanyaları da, mutlaka ki daha geniş bir kitleye hitap etmektedir, ne var ki, o işin içinde faydacı bir yaklaşım olmak zorundadır. O kurum yaptığı yardımı bağıra bağıra anlatır ki yaptığı işin kurumuna geri dönüşü olsun, para kazansın.
İşte bu iki zıt kutup, sosyal sorumluluk projelerinin, iki temel öğesi arasındaki çatışmayı özetler: para kazanma hırsı ve çıkar beklemeden faydalı olma arzusu. Bu çelişkiyi kırabilmek için de, bu iki unsuru birarada bulundurmak gerekir: böylece hem daha geniş bir kitleye ulaşır, hem de iş gönüllü olarak yapılır.
Bu projede ise, her iki taraf içinde, yani hem üniversite hem de köy halkı için de bir fayda söz konusudur. Bir yandan, öğrenciler kendilerini iş hayatına hazırlar, çok farklı insanlarla iletişim kurmanın inceliklerini öğrenirler, farklı bölümlerde okuyan bireylerin ne iş yaptığını öğrenirler (örneğin ben hala bazı bölümlerden mezun olan öğrencilerin ne iş yaptığını bilmiyorum, ki bu gerçekten acınacak bir durum), bir proje geliştirmenin tadına varırlar ve bunu takım çalışmasıyla gerçekleştirirler. Takım çalışması, bireylerin daha kapsamlı bilgi edinmesini, farklı bakış açılarından haberdar olmalarını, kendi görüşlerindeki eksiklikleri fark etmelerini sağlar.
Köy halkı için ise, bambaşka bir deneyim olur, üniversitenin ne olduğunu, ne işe yaradığını, nasıl bir fark yarattığını görmüş olurlar. Bu projenin faydalarını gören herhangi bir kişinin bile, ünivesiteye olan tutumunun değiştiğini düşünsenize, bir kişi bir kişidir! Ülkede kız çocukların ilkokula gitmesi için ne büyük bir çaba verildi, hala da veriliyor. Bu algıyı değiştirmek o kadar önemli ki. Bunu da oturduğunuz yerden yapmanız gerçekten çok zor, bizzat orada bulunmanız ve o insanlarla doğrudan iletişim kurarak sağlamanız, en sağlıklısıdır. Ayrıca, öğrencilerin yaratacağı projelerin ne kapsamda olacağını bilmemiz mümkün değil, kim bilir neler olacağını?
İşte bu faydalar göz önünde bulundurulduğunda, bu proje yukarıda bahsettiğim çelişkiyi çabuk kırabilecek bir yapıdadır. Köy halkı için durumu değerlendirdiğimizde, orada proje üreten öğrencilerin, kendileri için de faydalı bir iş yaptıklarını bilmeleri önemlidir, o köyde yaşayan insanlar kendilerini kullanılmış hissetmemelidir, amaç köy halkının sırtından para kazanmak, reklam yapmak kesinlikle değildir. Elbete sponsor firmalara ihtiyaç olacaktır, belki de özellikle projenin uygulama aşamasında, ama bunlar ikinci planda işin içine girerler, bu firmalar proje üretiminde, fikir yaratmada etkin değildir. Bu yaklaşımı bozmamak adına da, sponsor firmalara, belirli bir kotanın üzerinde yardımcı olma hakkı tanınmamalıdır, üretilen projeler de, mümkün olan en düşükbütçeyke bir işi gerçekleştirmeyi hedeflemelidir. 1 aylık bir süreç, bu köyünün adının duyulması için yeterli bir süredir bence, önemli olan üniversiteli öğrenciler ile köy halkı arasında bir bağ kurabilmektir. Bu bağın da, kültürel değişime öncülük edebileceğini düşünüyorum. Düşünsenize Şirince'yi, Mayaların da yardımı var belki ama, öncesinde de turistik açıdan kıymetli bir yerdi, çünkü o bölgenin yerlisi bu değişime açıktı.
Benim çıkış noktam da; bu çelişkinin dışarda bırakılması ve kültürel değişikliğin tetiklenmesi gerektiğine inanmamdır. Bu değişiklik de batılılaşma üzerine değil, farklı özellikte, farklı giyinen, farklı konuşan, farklı düşünen insanlara anlayış gösterebilmemiz üzerine kuruludur, ben böyle inanıyorum.
........
Kardeşim, sen sağ olasın ha :) , sendeki bu ölmeyen çocuk var ya, bendeki dirilmeye çalışan çocuğa ablalık yapıyor.
Evla
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa