20 Temmuz 2013 Cumartesi

Barut Komplosu Serisi 3

Alan Moore
1953 doğumlu Alan Moore ile başlar bu bölüm. Moore, 1982 yılında yayınlanmaya başlayan "Warrior" dergisinde yayınlanan  V for Vendetta karakterini yazar, David Llyod da bu karakteri çizer. Bu dergide yayınlanan seriler siyah-beyazdır.  1985 yılında bu derginin kalkması üzerine, çizgi roman dergisindeki V, bir süre gözden kaybolur.

1988 yılında, başka bir yayıncı, Vfor Vendetta'nın, bu sefer renkli çizimlerle yayınlanmasını sağlar.1989 yılında artık renkli çizimleri olan kitap yayınlanmıştır.


Warriors dergisinde "V"
"V"
Yayınlanan kitabın öyküsü, Evey adındaki kızı tecavüzden kurtaran maskeli adamın, kendisini V olarak tanıtmasıyla başlar. V, adına "Gölge Galerisi" dediği, yer altında bulunan evine götürür Evey'i. Evey'nin ailesinin hikayesini orada öğreniriz. V'nin, Guy Fawkes gibi, parlemento binasını havaya uçurma niyeti açığa çıkınca da, Eric Finch adlı dedektif, olayı araştırmaya başlar. V, İngiltere'deki otoriter devlet rejimine karşı duran, baskıdan uzak özgür bir toplum isteyen, Guy Fawkes maskeli bir anarşisttir. Bunun dışında kiğmliği bilinmeyen bir adamdır çünkü Moore V karakterine özellikle bir sıfat yüklememiştir. Onu tanıyanlar, V'nin deli, çok akıllı, lider veya katil olduğu sonucuna varabilir. Evey karakteri de, onun kim olduğunun, düşündükleri ve yaptıklarının yanında, bir öneminin olmadığını anlatır.

Gölge Galerisi - yatak odası
Gölgeler Galerisinde V ve Evey





"Remember remember 5th of November
Gunpowder, Treason and Plot.
I Know Of No Reason, Why The Gunpowder
Treason, Should Ever forgot "
(Bu ifade bir tekerleme olduğu için Türkçe'ye çevirince uyumunu yitiriyor, "barut komplusunu hatırla, o komplonun unutulması için tek bir sebep bile bilmiyorum" anlamında bir ifadedir.)


Hugo Weaving
2005 yılında, James McTeigue yönetmenliğinde, V for Vendetta, film olarak çekilmeye başlanır. V karakterini Hugo Wallace Weaving, Evey karakterini de Natalie Portman oynar. Hugo Weaving, Matrix, Lord of The Rings gibi filmlerde de oynamış bir oyuncu. Natalie Portman ise ayrı bir hikaye, o da Siyah Kuğu'da başroldeki balerini, Sevginin Gücü (Leon: The Professional) adlı filmde genç kızı canlandırmış, 1999-2003 yılları arasında Harvard Üniversitesi'nde psikoloji öğrenmiş bir oyuncudur.
Filmini izlemek için tıklayınız.

Filmde çalınan bir şarkı, Julie London - cry me a river, dinlemek için tıklayınız.

Burada, Barut Komplosu olayının, o dönemin yönetimine karşı çıkan kişiler tarafından yürütülmesi, V'nin tepkisine oldukça benziyor. Yine de burada bir tezatlık var, bugün Guy Fawkes'in başarısız oluşu kutlanıyor, bu adam kötü bir Katolik olarak anılıyor. V ise bunun tam tersi bir yerde duruyor. Belki de bu sebeple Moore, V ye bir yakıştırma yapmak istemedi. Olaylara nereden baktığınız, o olayı nasıl değerlendirdiğinizi oldukça etkiliyor.

Guy Fawkes maskeleri, bugün Anonymous adlı dünya genelinde tanınmış hacker grubunun da sembolü haline geldi. Onlar da V gibi özgür bir toplum istiyorlar, herhangi bir liderleri yok, kararları topluca veriyorlar ve kimlikleri belirsiz.

Anonymous sembolü









V'nin ulusal yayın kanalının akışına eklediği konuşmanın metni:

"Good evening, London. Allow me first to apologize for this interruption. I do, like many of you, appreciate the comforts of every day routine- the security of the familiar, the tranquility of repetition. I enjoy them as much as any bloke. But in the spirit of commemoration, thereby those important events of the past usually associated with someone's death or the end of some awful bloody struggle, a celebration of a nice holiday, I thought we could mark this November the 5th, a day that is sadly no longer remembered, by taking some time out of our daily lives to sit down and have a little chat. There are of course those who do not want us to speak. I suspect even now, orders are being shouted into telephones, and men with guns will soon be on their way. Why? Because while the truncheon may be used in lieu of conversation, words will always retain their power. Words offer the means to meaning, and for those who will listen, the enunciation of truth. And the truth is, there is something terribly wrong with this country, isn't there? Cruelty and injustice, intolerance and oppression. And where once you had the freedom to object, to think and speak as you saw fit, you now have censors and systems of surveillance coercing your conformity and soliciting your submission. How did this happen? Who's to blame? Well certainly there are those more responsible than others, and they will be held accountable, but again truth be told, if you're looking for the guilty, you need only look into a mirror. I know why you did it. I know you were afraid. Who wouldn't be? War, terror, disease. There were a myriad of problems which conspired to corrupt your reason and rob you of your common sense. Fear got the best of you, and in your panic you turned to the now high chancellor, Adam Sutler. He promised you order, he promised you peace, and all he demanded in return was your silent, obedient consent. Last night I sought to end that silence. Last night I destroyed the Old Bailey, to remind this country of what it has forgotten. More than four hundred years ago a great citizen wished to embed the fifth of November forever in our memory. His hope was to remind the world that fairness, justice, and freedom are more than words, they are perspectives. So if you've seen nothing, if the crimes of this government remain unknown to you then I would suggest you allow the fifth of November to pass unmarked. But if you see what I see, if you feel as I feel, and if you would seek as I seek, then I ask you to stand beside me one year from tonight, outside the gates of Parliament, and together we shall give them a fifth of November that shall never, ever be forgot.  "

"İyi akşamlar Londra. Öncelikle bu rahatsızlık için özür dilememe izin verin. Pek çoğunuz gibi ben de günlük rutinin rahatlığından: tanıdık olan güvenli ortamından, tekrarın verdiği huzurdan keyif alan biriyim. Ben de her insan kadar zevk alırım bunlardan. Ama anma töreninin anısına ve yine geçmişte yaşanan o çok önemli olayda mücadele ederken hayatını kaybeden insanların veya korkunç kanlı mücadelelerin sonunun anısına, böyle bir tatil gününü; ki bu günü 5 Kasım olarak not edebiliriz, kutlarken, çünkü artık ne üzücü ki bu gün hatırlanmıyor, günlük hayatlarımızdan çıkıp, oturup biraz sohbet etmemiz iyi olacak. Elbette konuşmamızı istemeyen kişiler var. Şimdi bile, telefonlarda emirler yağdırılıyor olmasından ve silahlı adamların yolda olduklarından şüpheleniyorum. Neden ? Çünkü; konuşulmaya çalışılan yerde coplar söz alıncaya kadar, sözler her zaman gücünü korumaya devam eder. Sözler, anlamın anlamını sunar bize, ve bizi dinleyenler için, gerçekler dile gelir. Ve gerçek şu ki ; bu ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler var, öyle değil mi? Zulüm ve adaletsizlik, hoşgörüsüzlük ve baskılar... Ve artık, bir zamanlar itiraz etme, düşünme ve uygun gördüğünüz anda konuşma özgürlüğünüzün olduğu yerde; işte artık sizi uymaya zorlayan ve katılımınızı ıslarla isteyen sensör ve gözetleme sistemlerine sahipsiniz. Bu nasıl oldu? Kimi suçlamalı? Evet aslında, diğerlerinden daha suçlu olan birileri var, bunlar göz önünde tutulabilir, ama gerçeği söylemeliysek, eğer bir suçlu arıyorsanız, bir aynaya bakmalısınız. Bunu neden yaptığınızı biliyorum.  Neden korktuğunuzu biliyorum. Neden korkmayalım ki? Savaş , terör ,hastalıklar ... Sizin nedenlerinizi çökertecek, ortak duyunuza yabancı bırakacak komployu kuran bir sürü sorun var. Korku sizi tamamen sardı ve panik halinde, Adam Sutler adındaki başkana sarıldınız. O size düzeni vaadetti, barışı vaadetti, ve karşılığında tek istediği sizin sessizliğiniz ve sonsuz itaatinizdi. Dün gece ben o sessizliğe bir son verdim. Dün gece bu ülkeye unuttuğu bir şeyi hatırlatmak için eski adliye sarayını uçurdum. 400 yıldan daha uzun bir süre önce, iyi bir vatandaş 5 Kasım'ı sonsuza dek unutmamak üzere hafızalarımıza kazımıştı. Onun umudu, dünyaya adaletin , korkusuzluğun ve özgürlüğün sözlerden ibaret olmadığını, bunların bir bakış açısı olduğunu anlatmaktı. Eğer bir şey görmediyseniz, eğer bu devletin işlediği suçlar sizin için bir bilinmezse, o zaman sizin 5 Kasım'ın unutulmasına siz izin verdiğinizi söylüyorum. Ama eğer siz de benim gördüklerimi görüyorsanız, benim hissettiğim gibi hissediyorsanız, siz de benim gibi arıyorsanız; o zaman sizden bu geceden itibaren 1 yıl boyunca benim yanımda, meclisin (parlamento) kapısı önünde olmanızı istiyorum, ve hep birlikte, onlara asla ve asla unutulamayacak bir 5 Kasım yaşatalım! "

(Bu yazının Türkçe'sini ben ekledim, birebir olması mümkün değil ama elimden geldiğince orijinal haline yorum katmamaya çalıştım, hatalı bir yer varsa lütfen uyarın.)

BAĞLANTILAR (Barut Komplosu Serisi'nin tamamı için):
http://www.gunpowder-plot.org/
http://www.youtube.com/watch?v=_9oDBXLjQcE
http://www.biography.com/people/queen-elizabeth-i-9286133
http://anonnews.org/
Bunların dışında, ilgili wikipedia sayfaları...
...........

Evla

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa