16 Nisan 2014 Çarşamba

Yönetim 3

Diyorum ki, parti olmasın, taraflaşma olmasın. Birinci öncelik faydalı fikrin hayata geçirilmesi olsun. Bu fikri verecekler de, işin uzmanları olsun. Bu uzmanlar farklı görüşlere sahip insanlardan oluşsun ve sabit insanlar olmasın. Çünkü sabit bir uzman grubunu bir araya getirip 2-3 ay çalışmalarını sağlarsanız, burada da gruplaşma olacaktır ve insanlar birbirine zamanla bilenebilecektir. Bu yüzden ekip dinamik olsun.
Ve alınan kararlar kapılar arkasında, paranoyaklığımızın kurbanı olarak, bizlerden gizlenmesin. Mesela eğitim, sağlık ile ilgili kararlardan herkes haberdar olsun. Bu karar alma aşamaları internet üzerinden yayınlansın, hem de eş zamanlı olarak. O kadar şeffaf olsun ki, isteyen dinlemeye gitsin. Bir anda alınan kararlar olmasın bunlar bizim için.
Uzmanları nasıl seçeceğiz?
Uzmanlar tartışılan konuya göre seçilsin. Milletvekillerinin sabit ve oynatılamaz varlıklarına bir alternatif olarak, uzmanlar hakimiyet kazanacak bir varlığa sebep olamsınlar. Tartışıln konu ile ilgili uzman karar verme sürecine dahil edilsin. Örneğin eğitim ile ilgili, akademisyenler, deneyim sahibi kişiler (mesela en az 10 yıllık deneyim sahibi öğretmenler olabilir) gelebilsin. Hatta bu kadro için yüzde bile belirlenebilir; mesela %30 üniversite hocaları, % 20 lise hocaları, %30 üniversite öğrencileri (temsilciler olabilir), %20 lise öğrencileri (temsilciler olabilir yine) gibi. Elbette bu oranı şimdi örnek olarak ortaya attım, bu değerler tartışılır ve ona göre bir kurul oluşturulur. Böylece üyeleri sabit olmayan kururllarımız olur.
Burada bakanlıkların karar verme sürecinin dışında kaldığını tahmin edersiniz. Bakanlıklar alınan kararların uygulanması aşamasında yetki sahibi oluyorlar, ancak kararı uygulama aşamasında yaşayabilecekleri sorunları göz önünde bulundurarak, bakanlıktan de belli sayıda çalışanın bu uzman toplantılarına katılması uygun olur. Ayrıca, karar alındıktan sonraki uygulama aşamasında da, rutin toplantılarla (örneğin 3 ayda bir), uygulamada karşılaşılan zorlukların giderilmesi üzerine çalışılabilir.
Dolayısıyla, meclis toplantıları, uzman toplantıları ile yer değiştirmiş oluyor. Milletvekilleri ise, daha dinamik ve ilgili alanda daha bilgili uzmanlara devrediyor yerlerini.
Bakanlıklar ise, yürütücü kamusal birimler olarak, yani alınan kararları uygulayacak birimler olarak varlıklarını korumaya devam ediyorlar. Bu birimlerin özel bi kamu malı mı olması gerektiğiyle ilgili bir görüş belirtmek istemiyorum, çünkü kamuya ait olan ve iyi çalışan bir birimi özelleştirmenin bir anlamı olmayacaktır. Ancak özel çalışan ve kararları uygulamada yetersiz kalan bir birimin de varlığı da bu sisteme zarar verecektir. Dolayısıyla, bu birimi kim daha iyi işletiyorsa, birim ona ait olmalıdır ki, alınan kararlar hızlı ve uygun bir şekilde hayata geçirilebilsin.
Peki uzman toplantılarında tartışılacak konu nasıl belirlenecek?
Uzmanların tartışacağı konular, halkın katılımıyla belirlenecek. İnternet üzerinden bir oylama – şikayet değerlendirme sistemi kurulacak. Bu sisteme isteyen kişiler dertlerini yazacakar ve bu sorunlar belirli kategorilere ayrılacak. Bu kategoriler içinde bazıları (mesela insan hakları ihlali ile ilgili sorunlar) için, kısa sürede toplantı gerçekleştirilebilecek.
Burada şu yorumu yapabiliriz: herkes internet kullanamıyor ki!!
Buna çözüm olarak, Hindistan’da “duvardaki delik” projesiyle ödül alan fikir geliyor aklıma. Bu proje kapsamında, sokaktaki duvara bir delik açıp, oraya bilgisayarı yerleştiriyorlar. Ve şunu fark ediyorlar, başlarınde bir öğretmen olmayan çocuklar, bir süre sonra bilgisayar sistemini çözer hale geliyor. Biz de şunu yapabiliriz, her yerleşim yerine, nüfusla doğru orantılı (mesela çok kalabalık şehirlerden daha çok, köylerde daha az) olarak, duvarda bilgisayar burakmak.  Böylece insanlar istedikleri zaman sisteme girip sorunlarını ve veya çözüm önerilerini yazarlar. Daha sonra bu sorunlar, sadece ilgili bölgeye mi ait, yoksa bütün bir Türkiye ile mi ilgili, buna bakılır. Tüm türkiyeyi ilgilendiren sorun veya çözüm önerisi, genel bir uzman toplantısında değerlendirilir. Ancak sadece ilgili bölgeyle ilgili bir sorun ise, o zaman bölgesel bazda uzman toplantısı gerçekleştirilir. Ancak burada kilit nokta, bu toplantıların halka açık olmasıdır, böylece insanlar şikayetlerinin değerlendirildiğini bilir ve yönetsel karar vermede, bazı bilgiler edinir.
Azınlık hakları nasıl korunacak?
Burada, şikayetlerin doğru bir yöntemle değerlendirilmesi gerekiyor. Şikayetin sayısı elbette önemli olacak, ancak insan haklarına aykırı durumlarda, bu şikayetlerin ağırlığı fazla olacak. Böylece azınlıkların da hakları korunmuş olacak.
Hangi şikayeti hangi sıklıkta çözmeye çalışacaksın?
Burada, farklı alanlardaki şikayetler için, eş zamanlı uzman toplantıları düzenlenebilir. Örneğin, aynı gün içinde, hem eğitimle ilgili, hem de vergilerle ilgili toplantı yapılabilir. Uzmanlık alanları farklı olduğu için, toplantıya katılacak insanlar da farklı olacak.
Toplantılara kaç kişi katılacak, nasıl olacak da görüş birliğine varılacak?
Toplantı davetiyeleri, herkesin görebileceği şekilde yayınlanacak, ilgili toplantıya katılacak olan uzmanlar için bazı kısıtlar getirilecek; mesela bu toplantıya katılım için, şu alanda deneyimli olmak, şu sektörde şu kadar yıl çalışmış olmak, okulun öğrenci temsilcisi olmak gibi. Daha sonra bu açık teklifin ardından, başvuru koşullarına uyan kişiler, toplantıya kayıt yapacaklar. Başvuru sayısının, toplantı yapılmasına engel olacak kadar yüksek olması durumunda ise, online olarak ilgili uzmanlara görüşleri sorulabilir. Belirtilen görüşler, belirli bir sınıflandırmaya sokulabilir, daha sonra her bir görüşü temsil edecek 10 kişilik ekipler seçilebilir (oylamayla elbette). Bu ana görüşler, toplantı ekibine sunulur ve konu tartışmaya açılır. Önemli olan uzlaşmanın sağlanması olsa da, bazı durumlarda görüş ayrılıkları olacaktır, böyle olduğunda, çoğunluğun aldığı karara uygun davrnanılabilir.
Uzman toplantılarında, hem üniversite hocası, hem de lise öğrencisinin bulunması, lise öğrencisi açısından faydalı olabilir mi?
Elbette 18 yaşlarındaki bir gencin, 40-50 yaşlarındaki bir öğretmen ile iletişim kurması zor olabilir, ancak amaç bu zorluğu yıkıp, olabildiğince katılımcı alarak karar verebilmektir. Verilen kararlara ne kadar farklı insan dahil olursa, o kadar iyi olacaktır. Burada önemli olan bir başka nokta, aktif katılımın sağlanmasıdır. Yani tartışmaya katılmayan kişileri heveslendirecek şekilde, onların da görüşlerinin sorulması önemlidir. Bu şekilde herkesin konuya dahil olması amaçlanır, ancak kimse zorlanamaz. Öğrenci, konuya katılıp katılmamakta özgürdür.
Cumhurbaşkanı, Başbakanlık ne olacak? Ülkeyi kim yönetecek?
Bu sistemde, karar alacak ve ülkeyi yönetecek olan bir kişi veya bir parti değildir. Yönteim kararını alan birimler uzmanlardır. Sistemde cumhur başknlığı başbakanlık yoktur ancak organizasyonu gerçekleştirecek, toplantları ayarlayacak, işin sekreteryasını yapacak bir birim olamalıdır ve bu birim alınan kararların halka açıklanmasından, uzman toplantıları ile halk arasındaki bağı kurmaktan sorumludur.
Milletvekillerinin maaşları nereye gidecek? Uzmanlar maaş alacak mı?
Uzmanlara yol parası, yiyecek sağlanacak, kalacak yer temin edilecek. Bunun dışında, toplantı saati başına yarı zamanlı çalışan ücreti verilecek kendilerine. Burada kesin bir ücret belirleyemiyorum, bu ücret ülkenin bütçesine göre belirlenir. Önemli olan başka bir konu var, ödenecek ücret, sadece para almak için toplantıya katılmak isteyen uzmanları sistemin dışına itmek için, cezbedici ve yüklü miktarlarda olmayacak. Mevcut sistemde para kazanmak, köşeyi dönmek için milletvekili olmaya heveslenen insanlar varsa, uzmanlık durumunda, bu zaafiyet yaşanmayacak.
Sen devletimize kafa mı tutuyorsun?

Hayır, sadece bir fikrim var onu açıklıyorum, başka bir niyetim yok, hatta umudum bile yok desem, en azından önümüzdeki 100 yıl için.

Evla

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa