11 Mart 2013 Pazartesi

Hayattan Müziğe, Müzikten Hayata

Arabesk, rock ve klasik müzik dinleyen kişilerin gözünüzde canlandırdığınızda ne görüyorsunuz?

Arabesk dinleyen kişi hayatta kahır çekmekte ve bununla yaşamaya alışmakta, belki şiddet yanlısı, kumaş pantolonlu, sivri burunlu ayakkabısı olan bir insandır herhalde. Klasik müzik dinleyen kişi, sakin, sinirlenmeyen, düzgün konuşan, belki biraz kendini beğenmiş bir insandır herhalde. Rock müzik dinleyen ise, biraz isyankar, koyu renkler ve salaş kıyafetler giyen, dünyayı takmaz görünen birisidir herhalde.

Önceden olsa, bu ayrımı yaptığım için kendime çok kızardım ki bunu "ayrımcılık" olarak nitelendirirdim. Şimdi ise biraz daha farklı düşünüyorum.

Üniversitede bir hoca düşünün, maddi geliri yerinde, evlenmiş, çocuklarını istediği okula gönderebiliyor, bir evi var, bir veya iki arabası var, düşünüyor, yazıyor. Bu hocanın ne dinlemesini beklersiniz? Klasikler,caz, r&b, country, türk sanat müziği... Bu hayatı yaşayan bireyin, bir şeylere isyan etmesinde bir anlam olabilir mi? Pek zannetmiyorum.

Gecekonduda doğmuş, babası alkolik, annesi evlere temizliğe giden, kendisi de sanayide veya kuaförde çıraklık yapan bir genci düşünün. Bu gencin caz müzik dinlemesi mümkün olabilir mi? Bu kişinin ruhu o kadar sakin olabilir mi? Buna da pek ihtimal vermiyorum. Arabesk, türküler, hip-hop...

Ailesinin maddi durumu fena olmayan ancak babası veya annesiyle sürekli kavga eden, çevresindeki arkadaşları rock bara gidip kafa dağıtan bir genci düşünün. Kaç seçenek var bu arkadaşın önünde? Trip-hop, nu-metal, metal, hard rock, soft rock belki...



Kısacası bulunduğumuz yerler farklı olduğu için, farklı duygular, düşünceler taşımamız, beklenen bir durumdur ve seçtiğimiz müzikler ile yaşadıklarımız arasında bir bağlantı vardır.

Madalyonun diğer yüzünden bakarsak; belki de dinlediğimiz müzikler de bakış açımızı etkiliyordur?
Yani, belki de, farklı tarzda müzikler dinleyebilirsek, insanlara karşı empati yapmamız kolaylaşır? Müzikal değeri olan bambaşka şarkılar dinlesek, ki inanın her tarzın, hatta pop müziğin bile, kaliteli olanı vardır, bu şarkıları dinlerken de onları beğenmemizi sağlayacak nedenler bulsak, bu empatik bir yaklaşım olmaz mıydı?

Örneğin; Orhan Gencebay, bilinen arabesk müziğin ötesinde, kendine has, çok farklı besteler yapmış.
Erkan Oğur, türküleri bambaşka bir dille yorumlamış
Müzeyyen Senar, en azından rakıyla dinlenmezse, sofranın tadı çıkmazmış.
Daha bambaşka müzikler, kardeş türküler, siya siya bend'ler...
Smooth jazz, en sakin rüyalarda çıkarmış
Nu metal, metalden bir başkaymış
Biraz elektronik, biraz akustik, biraz trip-hop, biraz hızlı, biraz sakin...

Tıpkı hayatın kendisi gibi, karışık...

Evla

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa