Habermas (1929 - )
3 temel kavramından bahsedeceğiz Habermas'ın: Kamusal alanın dönüşümü, iletişimsel eylem kuramı ve uzlaşmacı demokrasi.
Öncelikle, Habermas, tıpkı bir önceki yazıda bahsettiğimiz Marcuse gibi, bireyin özgürleşmesini engelleyen ve bu engelleri aşmamızı sağlayacak olguları inceler. Ona göre modern toplumda bireyler özgür değildir. Bu özgürlüğü ise iletişim eylem kuramı ile sağlayabiliriz.
İletişim eylem kuramı, Marx'ın işçi devrimi'ne alternatif bir bakış açısıdır, devrim yerine, insanların birbirleriyle iletişim kurabildiği bir kamusal alanda (kafe, meydan vs), birbirleriyle iletişim halinde, eleştirel ve düşünür bir halde, geleceği planladıkları bir durumu düşünür. Habermas'a göre, insan bu şekilde özgürleşir.
Ancak kamusal alanların artık eskisi gibi bir tartışma ortamına izin vermediği eleştirisini de beraberinde öne sürer. Medya ve siyasetin arasındaki yakın ilişkiden kaynaklı olduğunu düşünür bu durumun. Şöyle ki, medya (televizyon radyo vd), siyasi güçlerin yönlendirmesiyle hareket eder ve topluma egemen olan görüşü insanlarla paylaşırlar. Böylece insanlar eleştiriden yoksun, pasif izleyiciler haline gelirler onun kuramına göre. Sokakta iletişim kurarak yapılan planlar, birey ve medya araçları arasına hapsolur bir başka anlamda.
Uzlaşmacı demokrasi (Consensus Democracy) anlayışında da, bu pasif izleyici durumunu aşabilmek için, olabildiğince farklı görüşü kapsayan bir karar alma sürecinden bahseder. Böylece azınlık görüşleri de karar alma sürecine dahil olabilecektir. Ayrıca karar alma sürecine,halkın da dahil olması gerektiğini önerir ve iletişim teknolojilerindeki gelişimin, bu imkanı sağlayabilecek özellikte olduğunu öne sürer.
Bu aşamada, yönetimle ilgili yazdığım yazıya atıfta bulunmak istiyorum.
Habermas'ın da farklı alanlarda çalışmaları bulunmaktadır, ancak biz bu kadarına değinebildik.
Evla.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa