Bize Ders Verin
Bize ilkokuldan itibaren, bir ülkenin özgürlüğünü kaybetmesinin çok kötü bir şey olduğunu anlattılar. Osmanlı’nın düşmanları tarafından paylaşılmaya çalışıldığı, bunun için de büyük savaşlar verildiğini anlattılar. Bazı vatan hainlerinin bu işbirliğine katıldığını, ama Atatürk’ün onların hayallerini suya düşürdüğünü anlattılar.
Tarih konusunda bir ton bilgi aldığımız 7 sene! (Ortaokul 1-2-3, lise 1-2-3 ve üniversite 1) Osmanlı
tarihini ders olarak gören üniversitelilerden, ve liseyi artık 4. yıllarında bitirecek olan arkadaşlardan, televizyonlarda sürekli olarak yayınlanan tarihle ilgili programlardan hiç bahsetmiyorum bile. Ülkemizde, Osmanlı tarihi müthiş bir öneme sahip, ben buna ancak saygı duyabilirim tabi ki, benim derdim başka zaten.
tarihini ders olarak gören üniversitelilerden, ve liseyi artık 4. yıllarında bitirecek olan arkadaşlardan, televizyonlarda sürekli olarak yayınlanan tarihle ilgili programlardan hiç bahsetmiyorum bile. Ülkemizde, Osmanlı tarihi müthiş bir öneme sahip, ben buna ancak saygı duyabilirim tabi ki, benim derdim başka zaten.
Bunca zaman ders gördük, olan biteni öğrenmeye çalıştık, kendimizi anlayabileceğimiz, toplum
dinamiklerini anlayabileceğimiz, sosyoloji veya psikoloji konularında tek bir ders görmedik. Ama tarih zorunluydu mesela, hem de üniversitede.
dinamiklerini anlayabileceğimiz, sosyoloji veya psikoloji konularında tek bir ders görmedik. Ama tarih zorunluydu mesela, hem de üniversitede.
“Zorunlu ders” mantığını etik bulamıyor oluşum bir yana, “biz onları yönlendirmezsek onlar nereye
gideceğini bilemez” mantığı bir yana, bizim (gençlerin, öğrencilerin) adımıza karar vermeye bayılan o hiç yüz yüze gelmediğimiz kesim bir yana… Madem bir zorunluluğa boğulacağız kaçınılmaz olarak, o zaman bireyleri kendilerini tanıma zorunluluğuna boğun! Bize ilkokuldaki hayat bilgisi dersi gibi, ortaokulda, psikoloji dersi verin, varsın zorunlu olsun, lisede sosyoloji dersi verin, üniversitede sosyal psikoloji dersi verin, zorunlu derslerimiz bize kalıcı bilgiler versin.
gideceğini bilemez” mantığı bir yana, bizim (gençlerin, öğrencilerin) adımıza karar vermeye bayılan o hiç yüz yüze gelmediğimiz kesim bir yana… Madem bir zorunluluğa boğulacağız kaçınılmaz olarak, o zaman bireyleri kendilerini tanıma zorunluluğuna boğun! Bize ilkokuldaki hayat bilgisi dersi gibi, ortaokulda, psikoloji dersi verin, varsın zorunlu olsun, lisede sosyoloji dersi verin, üniversitede sosyal psikoloji dersi verin, zorunlu derslerimiz bize kalıcı bilgiler versin.
O kadar temel ve o kadar hayata dair ki bu konular, o kadar mahrumuz ki biz bu bilgilerden… Örneğin; insanlar neden yalan söyler, kadın-erkek arasındaki güç kavgası nedir, kıskançlık nasıl anlaşılır, ahlaki değerler toplumu nasıl etkiler, insan ne olduğunda kendisini mutlu hisseder, duygu sömürüsü nedir nasıl yapılır, ergenlik döneminde insan neden sinirli olur vd. sorulara cevaplar aradığımız hayatımızı o kadar kolaylaştırır ki bu dersler. Biz daha kendimizle ilgili çok temel sorunları aşamamışken, felsefe öğrenmeye başladık lisede, maddenin özü nedir? Sorusuna cevap aramış insanların kalıplaşmış düşüncelerini ezberledik. O arada biz de kendimize soruyorduk oysa binlerce soruyu ve cevaplarını da çoğunlukla kendimiz tamamladık, bir kısmını cevaplamaktan vazgeçtik, bir kısmını da kendimize veya çevremize zarar verecek şekilde cevapladık belki de.
Evla
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa