11 Şubat 2013 Pazartesi

Kitapta Aşk

Aşağıdaki bilgilerin tamamı alıntıdır, oldukları gibi yazıyorum:
Aşkın bilinçaltı yönlerinden söz eden yazarlar vardır. Nitekim Lemaire'e (1998) göre, aşkta, iki kişinin ortak bir problemleri olduğunu ve birlikte başa çıkabileceklerini, diğerinin onunla bir bütün oluşturarak onun iç çatışmalarını hafifleteceğini belirsizce algılaması konusudur.
  • Tarafların ilişkilerinin önünde birtakım engeller algılanması (früstrasyonlar, zorluklar, ana babanın karşı oluşu ve ilişkinin gizli kalma gereği vb.) çekim yönünde uyarılmayı arttırıyor.
  • Başlangıçtaki aşk partnere değil, kişinin bu partner için oluşturduğu ideal bir imgeye - örneğin parıldayan zırhıyla bir şövalyeye karşı - duyulur.
  • Sevme tarzlarını konu alan bir başka aşk tipolojisi 3 temel ve 3 de ikinci dereceden ilişki tipi öngörüyor:
  1. Eros veya Romantik Aşk: Çoğu kez bir yıldırım aşkı olarak başlayan bu tutkulu aşkta, cinsel boyutla birlikte fiziksel görünüş önemlidir: zira kişinin kendisini çeken fiziksel bir imaja aşık olması söz konusudur.
  2. Ludus ve Oyun Tipi Aşk: Burada ilişki bağlayıcı, sahiplenici ve yoğun değildir: kıskançlık belirtileri görülmez, bir oyun gibi oynanır. Derin bir angajman yoktur, arada sırada görüşülür. Aşk ve cinsellik zevkli bir uğraş gibi yürütülür.
  3. Storge veya kalıcı aşk: Bu tip, yavaş ilerleyen ve dostluk temelinde gelişen, tutkunun yerini şefkatin aldığı bir aşkı ifade eder.
Bunlar birinci dereceden aşk tipleridir. ikinci dereceden de 3 ilişki tipi/ rengi söz konusudur. Bunlar Mania (Sahiplenici aşk; kıskançlık ve kaygının iç içe bulunuşu), Pragma (makul, ölçülü aşk; becerikli, yetenekli bir partner arayışı) ve Agape (diğerkam/özgeci aşk: sevmenin bir görev gibi yaşandığı, karşılık beklemeden sevmenin söz konusu olduğu ilişki.)
  • Bir eş edinmenin ve evliliğin önemli olduğu, cinsel açıdan muhafazakar ve tek eşlilikten yana kültürlerde, kıskançlık düzeyinin çok daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür.
  • Kıskanç kadınlar, bir başka mahrem ilişki bulamayacaklarına inanıp mevcut ilişkiyi korumaya çalışırlar. Kıskanç erkekler ise partnerlerinin üçüncü kişiye ilgi duymasını, kendilerinin değersiz olarak yargılandığı anlamına alan insanlardır.
  • Kadınlar kıskançlık durumunda erkeklere kıyasla akılcı tartışma, ilişkiyi iyileştirmeye çalışma gibi yapıcı yöntemlere daha sık başvuruyorlar; bu tip yapıcı yöntemler evli olmayanlara kıyasla evli olan çiftler tarafından daha fazla kullanılıyor. Erkekler, daha ziyade onurlarının yaralandığı duygusuna kapılarak, çekiciliklerini ve değerlerini kanıtlamayı sağlayacak başka ilişkilere yönelmektedirler.Kadınlar mevcut ilişkiyi korumaya çalışmakta ve tehdit büyük olduğunda, başka ilişkiler aramaktan daha da uzaklaşmaktadırlar.
KAYNAK: Prof.dr.Nuri Bilgin'in Sosyalpsikoloji Kitabı, 4.baskı, syf 156-157

Evla

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa