Diyorum ki, parti olmasın, taraflaşma olmasın. Birinci öncelik faydalı
fikrin hayata geçirilmesi olsun. Bu fikri verecekler de, işin uzmanları olsun.
Bu uzmanlar farklı görüşlere sahip insanlardan oluşsun ve sabit insanlar
olmasın. Çünkü sabit bir uzman grubunu bir araya getirip 2-3 ay çalışmalarını
sağlarsanız, burada da gruplaşma olacaktır ve insanlar birbirine zamanla
bilenebilecektir. Bu yüzden ekip dinamik olsun.
Ve alınan kararlar kapılar arkasında, paranoyaklığımızın kurbanı olarak,
bizlerden gizlenmesin. Mesela eğitim, sağlık ile ilgili kararlardan herkes
haberdar olsun. Bu karar alma aşamaları internet üzerinden yayınlansın, hem de
eş zamanlı olarak. O kadar şeffaf olsun ki, isteyen dinlemeye gitsin. Bir anda
alınan kararlar olmasın bunlar bizim için.
Uzmanları nasıl seçeceğiz?
Uzmanlar tartışılan konuya göre seçilsin. Milletvekillerinin sabit ve
oynatılamaz varlıklarına bir alternatif olarak, uzmanlar hakimiyet kazanacak
bir varlığa sebep olamsınlar. Tartışıln konu ile ilgili uzman karar verme
sürecine dahil edilsin. Örneğin eğitim ile ilgili, akademisyenler, deneyim
sahibi kişiler (mesela en az 10 yıllık deneyim sahibi öğretmenler olabilir)
gelebilsin. Hatta bu kadro için yüzde bile belirlenebilir; mesela %30
üniversite hocaları, % 20 lise hocaları, %30 üniversite öğrencileri
(temsilciler olabilir), %20 lise öğrencileri (temsilciler olabilir yine) gibi.
Elbette bu oranı şimdi örnek olarak ortaya attım, bu değerler tartışılır ve ona
göre bir kurul oluşturulur. Böylece üyeleri sabit olmayan kururllarımız olur.
Burada bakanlıkların karar verme sürecinin dışında kaldığını tahmin
edersiniz. Bakanlıklar alınan kararların uygulanması aşamasında yetki sahibi
oluyorlar, ancak kararı uygulama aşamasında yaşayabilecekleri sorunları göz
önünde bulundurarak, bakanlıktan de belli sayıda çalışanın bu uzman
toplantılarına katılması uygun olur. Ayrıca, karar alındıktan sonraki uygulama
aşamasında da, rutin toplantılarla (örneğin 3 ayda bir), uygulamada
karşılaşılan zorlukların giderilmesi üzerine çalışılabilir.
Dolayısıyla, meclis toplantıları, uzman toplantıları ile yer değiştirmiş
oluyor. Milletvekilleri ise, daha dinamik ve ilgili alanda daha bilgili
uzmanlara devrediyor yerlerini.
Bakanlıklar ise, yürütücü kamusal birimler olarak, yani alınan kararları
uygulayacak birimler olarak varlıklarını korumaya devam ediyorlar. Bu
birimlerin özel bi kamu malı mı olması gerektiğiyle ilgili bir görüş belirtmek
istemiyorum, çünkü kamuya ait olan ve iyi çalışan bir birimi özelleştirmenin
bir anlamı olmayacaktır. Ancak özel çalışan ve kararları uygulamada yetersiz
kalan bir birimin de varlığı da bu sisteme zarar verecektir. Dolayısıyla, bu
birimi kim daha iyi işletiyorsa, birim ona ait olmalıdır ki, alınan kararlar hızlı
ve uygun bir şekilde hayata geçirilebilsin.
Peki uzman toplantılarında
tartışılacak konu nasıl belirlenecek?
Uzmanların tartışacağı konular, halkın katılımıyla belirlenecek. İnternet
üzerinden bir oylama – şikayet değerlendirme sistemi kurulacak. Bu sisteme
isteyen kişiler dertlerini yazacakar ve bu sorunlar belirli kategorilere
ayrılacak. Bu kategoriler içinde bazıları (mesela insan hakları ihlali ile
ilgili sorunlar) için, kısa sürede toplantı gerçekleştirilebilecek.
Burada şu yorumu
yapabiliriz: herkes internet kullanamıyor ki!!
Buna çözüm olarak, Hindistan’da “duvardaki delik” projesiyle ödül alan
fikir geliyor aklıma. Bu proje kapsamında, sokaktaki duvara bir delik açıp,
oraya bilgisayarı yerleştiriyorlar. Ve şunu fark ediyorlar, başlarınde bir
öğretmen olmayan çocuklar, bir süre sonra bilgisayar sistemini çözer hale
geliyor. Biz de şunu yapabiliriz, her yerleşim yerine, nüfusla doğru orantılı
(mesela çok kalabalık şehirlerden daha çok, köylerde daha az) olarak, duvarda
bilgisayar burakmak. Böylece insanlar
istedikleri zaman sisteme girip sorunlarını ve veya çözüm önerilerini yazarlar.
Daha sonra bu sorunlar, sadece ilgili bölgeye mi ait, yoksa bütün bir Türkiye
ile mi ilgili, buna bakılır. Tüm türkiyeyi ilgilendiren sorun veya çözüm
önerisi, genel bir uzman toplantısında değerlendirilir. Ancak sadece ilgili
bölgeyle ilgili bir sorun ise, o zaman bölgesel bazda uzman toplantısı
gerçekleştirilir. Ancak burada kilit nokta, bu toplantıların halka açık olmasıdır,
böylece insanlar şikayetlerinin değerlendirildiğini bilir ve yönetsel karar
vermede, bazı bilgiler edinir.
Azınlık hakları nasıl
korunacak?
Burada, şikayetlerin doğru bir yöntemle değerlendirilmesi gerekiyor.
Şikayetin sayısı elbette önemli olacak, ancak insan haklarına aykırı
durumlarda, bu şikayetlerin ağırlığı fazla olacak. Böylece azınlıkların da
hakları korunmuş olacak.
Hangi şikayeti hangi
sıklıkta çözmeye çalışacaksın?
Burada, farklı alanlardaki şikayetler için, eş zamanlı uzman toplantıları
düzenlenebilir. Örneğin, aynı gün içinde, hem eğitimle ilgili, hem de
vergilerle ilgili toplantı yapılabilir. Uzmanlık alanları farklı olduğu için,
toplantıya katılacak insanlar da farklı olacak.
Toplantılara kaç kişi
katılacak, nasıl olacak da görüş birliğine varılacak?
Toplantı davetiyeleri, herkesin görebileceği şekilde yayınlanacak, ilgili
toplantıya katılacak olan uzmanlar için bazı kısıtlar getirilecek; mesela bu
toplantıya katılım için, şu alanda deneyimli olmak, şu sektörde şu kadar yıl
çalışmış olmak, okulun öğrenci temsilcisi olmak gibi. Daha sonra bu açık
teklifin ardından, başvuru koşullarına uyan kişiler, toplantıya kayıt
yapacaklar. Başvuru sayısının, toplantı yapılmasına engel olacak kadar yüksek
olması durumunda ise, online olarak ilgili uzmanlara görüşleri sorulabilir.
Belirtilen görüşler, belirli bir sınıflandırmaya sokulabilir, daha sonra her
bir görüşü temsil edecek 10 kişilik ekipler seçilebilir (oylamayla elbette). Bu
ana görüşler, toplantı ekibine sunulur ve konu tartışmaya açılır. Önemli olan
uzlaşmanın sağlanması olsa da, bazı durumlarda görüş ayrılıkları olacaktır,
böyle olduğunda, çoğunluğun aldığı karara uygun davrnanılabilir.
Uzman toplantılarında, hem
üniversite hocası, hem de lise öğrencisinin bulunması, lise öğrencisi açısından
faydalı olabilir mi?
Elbette 18 yaşlarındaki bir gencin, 40-50 yaşlarındaki bir öğretmen ile
iletişim kurması zor olabilir, ancak amaç bu zorluğu yıkıp, olabildiğince
katılımcı alarak karar verebilmektir. Verilen kararlara ne kadar farklı insan
dahil olursa, o kadar iyi olacaktır. Burada önemli olan bir başka nokta, aktif
katılımın sağlanmasıdır. Yani tartışmaya katılmayan kişileri heveslendirecek
şekilde, onların da görüşlerinin sorulması önemlidir. Bu şekilde herkesin konuya
dahil olması amaçlanır, ancak kimse zorlanamaz. Öğrenci, konuya katılıp
katılmamakta özgürdür.
Cumhurbaşkanı, Başbakanlık ne olacak? Ülkeyi kim
yönetecek?
Bu sistemde, karar alacak ve ülkeyi yönetecek olan bir kişi veya bir parti
değildir. Yönteim kararını alan birimler uzmanlardır. Sistemde cumhur başknlığı
başbakanlık yoktur ancak organizasyonu gerçekleştirecek, toplantları
ayarlayacak, işin sekreteryasını yapacak bir birim olamalıdır ve bu birim
alınan kararların halka açıklanmasından, uzman toplantıları ile halk arasındaki
bağı kurmaktan sorumludur.
Milletvekillerinin maaşları nereye
gidecek? Uzmanlar maaş alacak mı?
Uzmanlara yol parası, yiyecek sağlanacak, kalacak yer temin edilecek. Bunun
dışında, toplantı saati başına yarı zamanlı çalışan ücreti verilecek
kendilerine. Burada kesin bir ücret belirleyemiyorum, bu ücret ülkenin
bütçesine göre belirlenir. Önemli olan başka bir konu var, ödenecek ücret,
sadece para almak için toplantıya katılmak isteyen uzmanları sistemin dışına
itmek için, cezbedici ve yüklü miktarlarda olmayacak. Mevcut sistemde para
kazanmak, köşeyi dönmek için milletvekili olmaya heveslenen insanlar varsa,
uzmanlık durumunda, bu zaafiyet yaşanmayacak.
Sen devletimize kafa mı
tutuyorsun?
Hayır, sadece bir fikrim var onu açıklıyorum, başka bir niyetim yok, hatta
umudum bile yok desem, en azından önümüzdeki 100 yıl için.
Evla