İnsanların el yazısından kişilikleri tahmin edilebilir mi, davranışları öngörülebilir mi?
Bu soruları cevaplamak için araştırma yapan pek çok bilim adamı olmuş, ben de uluslararası veritabanlarını inceleyerek, yapılan araştırmaları (sadece özetlerini okuyarak) inceledim; bana ilham, size de keyif vermesi umuduyla...
.............
Öncelikle şunu sıkıştırmak istiyorum, internette Türkiye'de bu konunun uzmanı olarak gösterilen iki isim var, bunlardan birisi Nursi Marmara'dır, kendisinin doktora tezi başlığı "Elyazısının kişiye ait olup olmadığını belirten grafik göstergeler " ve 1994 yılında yazılmış. Bunun dışında kendi internet sitesinde yazıları mevcut ancak ben uluslararası veri tabanlarında kendisinin bir yazısını bulamadım, dolayısıyla ondan sadece bu paragraf içinde bahsetmiş olacağım. Bir de Zeynep Bornovalı var, onun alaylı olduğunu söyleyebiliriz, bilimsel bir çalışması bulunmuyor, dolayısıyla ondan da bahsetmeyeceğiz. Yine de kendilerini anmak istedim çünkü ülkemizde konuya olan ilgilinin nabzını tutmaktadırlar.
Konu grafoloji (graphology) konusudur, ben de grafoloji ve kişilik (personality) ile ilgili makaleleri taradım.
Bulabildiğim en eski yazı 1919 yılına ait, Hull ve Montgomery tarafından yazılmış. Makalenin adı: "An experimental investigation of certain alleged relations between character and hand writing " . Yapılan deney sonucunda, kişilik ile yazı arasında hiç bir ilişki olmadığı söylenmiş. Yine de, 1941 yılında, Long ve Tiffin tarafından yapılan "
A note on the use of graphology by industry" adlı çalışmada, grafolojinin iş hayatında kullanıldığından bahsedilmiş. Sonraları da bazı çalışmalar yapılmış, ben onların hepsini incelemedim, 2002 yılına geldim.
2002 yılında, adli belge inceleyen çalışanların, bir imzanın sahte mi orginal mi olduğunu belirlemede verdikleri kararı incelemişler. Kontrol gurubuna (bu işi yapmayan insanlardan oluşan bir grup) göre az hata yapmış olmalarına rağmen, bu çalışanlar %3,4 oranında hata yapmış. Bu işte daha çok çalışanların daha az hata yaptığına dair bir sonuca ulaşamamışlar.
2003 yılında; Furnham, Chamorro-Premuzic ve Tomas tarafından yayınlanan, "Does Graphology Predict Personality and Intelligence?" (Grafoloji, kişilik ve zekayı öngörür mü?) adlı makalede, kişilik ve gramotoloji arasında anlamlı bir ilişki olmadığı ifade edilmiş.
2008 yılında, Gawda tarafından yazılan "A Graphical Analysis of Handwriting of Prisoners Diagnosed With Antisocial Personality" adlı makalede ise, antisosyal kişilik bozukluğu olan mahkumların elyazısından, rahatsızlıklarını anlamak için çalışma yapılmış, arada anlamlı bir farklılık bulunamamış.
2008 yılında, Mutalib, Ramli, Rahman, Yusoff ve Mohamed tarafından yapılan "Towards emotional control recognition through handwriting using fuzzy inference " adlı alışmada, duygu kontrolü ile grafoloji arasında bir bağlantı aranmış. Yazının esas (taban) çizgisine ve eğimine bakarak bulanık mantık yardımıyla duyguların yazıya ne kadar yansıdığı (az, çok, orta gibi) belirlenmiş.
2008 yılında, Anderson ve Witvliet'in üzerinde çalıştığı, "Fairness reactions to personnel selection methods: An international comparison between the Netherlands, the United States, France, Spain, Portugal, and Singapore " adlı makalede, bazı ülkelerde personel alımıyla ilgili kullanılan yöntemler araştırılmış / kıyaslanmış. Sonuç olarak, toplam 10 yöntem içinden, en az tercih edilen yöntem, grafoloji çıkmış.
2008 yılında, Ahmet ve Mathkour'un yazdığı "On the development of an automated garphology system " adlı makalede, otomatik bir yazıdan kişilik okuma sistemi oluşturmak istemişler.
2008 yılında, Shamsuddin, Jazahanim, Ibrahim, Abdul, Khan ve Mohamed tarafından yazılmış olan "Graphology and Cattell's 16PF traits matrix (HoloCatT Matrix) " adlı makaleye göre, Raymond B. Cattell'in yaptığı çalışmalar sonucu elde ettiği 16 kişilik özelliğine göre grafoloji arasında bir ilişki kurulabilmiş. Bu çalışamanın sonucunda bir matris elde etmişler ve bunu da HoloCatT olarak adlandırmışlar.
2009 yılında, Rosli, Mohamed ve Khan biraraya gelerek, HoloCatT Matrisi üzerine bir çalışma yapmışlar, yazının adı "Visualisation enhancement of HoloCatT matrix ". Bu çalışmayla, matris daha da geliştirilmiştir.
2009'da yayınlanan, Dazzi ve Pedrabissi'nin "Graphology and Personality: An Emprical Study on Validity of Handwritting Analysis" adlı makalesine göre de yazı analizinin, kişilik tespitinde kullanılamayacağı sonucuna varılmış.
2009'da Wang, Chen, Li, Huang, Chen ve Zu tarafından yayınlanan "Relationship Between Personality and Handwriting of Chinese Characters Using Artificial Neural Network" adlı çalışmada ise, (Çincede) yazı karakterleri arasındaki boşluğun, duyarlılık ve neden sonuç ilişkisi kurma özellikleri ile ilişkili olduğu sonucuna varılmış.
2009 yılında, bu sefer Thiry tarafından yapılan, "Exploring Validity of Graphology with the Rorschach Test" adlı çalışmada, Grafolojistlerin yargılarının güvenilir olmadığı sonucuna varılmış.
2009 yılında Coll, Fornes ve Llados tarafından yazılan " Graphological analysis of handwritten text documents for human resources recruitment " adlı makaleye göre, yapay zeka ile liderlik özelliği incelenmiş.
2010 yılında Champa ve AnandaKumar tarafından yazılan, "Automated human behavior prediction through handwriting analysis " adlı makaleye göre, bilgisayar programıyla kalem baskısına, y ve t harflerinin kuyruğuna vd. bakılarak insan davranışı öngörülmeye çalışılmış.
2012 yılında, HoloCatT matris çalışmalarıyla tanıdığımız yazarlardan ikisi; Rosli ve Mohamed, bu sefer "Online Signature System Based on Pressure and Speed Features" adlı makalelerinde, aynı matrisi kullanarak, kişinin tablet üzerine imza atarken sebep olduğu baskıya ve imza atma hızına bakarak, imza atan kişinin kimliğini tespit edebilmişler.
Konu elbette bu kadar değil, amacım grafolojinin bilimsel alandaki durumunu kabaca gösterebilmekti. Sonuç nedir derseniz, grafolojinin bilimsel bir yöntem olarak değerlendirilmesi için, belli ki daha çok çalışma yapılacak, bu konuda gidilecek daha çok yol var.
Evla.